İşin Geleceği
Yıkıcı teknolojiler tarih boyunca görülmemiş bir hızda ilerliyor. Küresel dinamikler belirsizliği “Yeni normal” haline getiriyor. Bu mega trendler hayatlarımızı radikal bir şekilde değiştirirken çalışma ve yönetme biçimlerimiz halen eski dünyanın düşünce kalıpları ve yapıları üzerinde ayakta durmaya devam ediyor. Güç, istikrar ya da performans odaklı olan organizasyonel yapıların, değişime uyum sağlama becerisi daha yüksek olan çevik yapılara doğru dönüşmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu durum her kurumun kültürel ve yapısal dönüşüm üzerinde çalışmasını ve hemen her yöneticinin değişime liderlik etmesini zorunlu kılıyor.
Bütünsel Yaklaşım
Değişim girişimlerinde kurumlar çoğu zaman buzdağının görünen yüzüne odaklanabiliyor. Oysa burada gözlemlediğimiz tüm yapılar, süreçler ve davranışlar aslında derinlerdeki kolektif inançların, kalıplaşmış alışkanlıkların, değerlerin ve duyguların bir uzantısı. Bu nedenle, buzdağının tümüne odaklanmayan girişimler olası dirençlerle baş etmekte, kurumsal enerjiyi verimli kullanmakta ve sürdürülebilirliği sağlamakta zorlanıyorlar. Değişimi kolaylaştırma rolümüzü dirençleri azaltan, uyumlanmayı artıran, verim ve hız kazandıran bir misyon olarak görüyoruz. Her kurumun kendine has bir eko sistemi ve DNA’sı olduğu gerçeğini önemsiyoruz.Programlarımızı bu bütünsel bakış doğrultusunda, sizin ihtiyaçlarınıza odaklanan çevik ve esnek bir yaklaşımla tasarlıyoruz.
ORSC Sistem Koçluğu (Organization & Relationship Systems Coaching)
- CRR Global tarafından geliştirilen ORSC Sistem Koçluğunda organizasyonlar ilişki sistemleri olarak değerlendirilir.
- Amaç sistemi tamir etmek değil, sisteme ayna tutmaktır. Bir sistemin kendisine dair algısı değiştiğinde kendisi de (kimliği) değişir.
- Sistem Koçluğu, değişimin herkesi dahil edecek şekilde kolaylaştırılması yönünde son derece pratik araçlar sunar.
- Değişim ve dönüşümden sistemin üyeleri sorumludur. Ortak akıl ve sezgileri ortaya çıkaracak şekilde çalışıldığında sistemi oluşturan bireyler inisiyatif alırlar, sistemler kendilerini regüle eder.
Olumlu Sorgulama (Appreciative Inquiry)
- Case Western Reserve University öğretim üyesi David Cooperrider tarafından geliştirilmiştir.
- Yüksek performans ve başarıyı sağlamak için kurumlarda takdir ve anlam iklimi yaratılmasını teşvik eder. Pozitif psikoloji ve sosyal yapısallık teorilerine dayanır.
- Organizasyonun güçlü yönlerini, ortak tutku ve heyecanlarını açığa çıkartır. Ortak vizyon ve gelecek tasarıları yapar.
- Değişim yönetimini 5 adımlı bir modelde ele alır: “Tanımlama”, “Keşif” ve “Hayal” aşamalarında ağırlıklı olarak sağ beyin aktive edilerek ortak akıl, tutku, sezgi ve deneysel ruh teşvik edilir. “Tasarım” ve “Uygulama” aşamalarında ağırlıklı olarak sol beyin aktive edilerek ortak vizyonu hayata geçirecek yapılar ve sistemler geliştirilir.
U Teorisi (Theory U)
- MIT Sloan School of Management öğretim üyesi Otto Scharmer ve Peter Senge tarafından geliştirilmiştir. Presencing Ensitütüsü tarafından yaygınlaştırılmaktadır.
- 21. yüzyılın sistem sorunlarının çözümü için her bireyin işyerinde, ailesinde ve toplumda içten gelen içgörülere dayanan bir farkındalıkla yaşaması gerektiğini savunur.
- Bireyleri, liderlik potansiyellerine ulaşabilmeleri için içinde bulundukları ekosistemle ilgili varsayım ve ezberlerine dayanan “kör noktalarını” keşfetmeye davet eder. Bununla birlikte toplumun “egosistemden ekosisteme” geçişi için Kolektif Liderliğin önemine işaret eder.
- “Öğrenen kurumlar” yaratabilmek için bireysel ve disiplinler arası takım çalışmalarını içeren yöntemler önerir.
Art Of Hosting
- Art of Hosting yaklaşımı, ortak aklı etkinleştirerek, günümüz iş dünyasında giderek artan zorluklara yeni çözümler bulmaya odaklanır. Kurumları mekanik ya da cansız değil, “yaşayan sistemler” olarak görür ve bu nedenle yeni çözümler üretmek ve yenilik yapmak isteyen kurumları doğanın bir parçası gibi hareket etmeye davet eder.
- Doğada tüm yenilikler kaosun sınırında veya kaos ile düzen arasındaki “kaordik” diye adlandırdığımız alanda gerçekleşir.
- Kurum içerisinde de var olan potansiyelin ve ortak aklın ortaya çıkması için herkesi, farklı bakış açılarını keşfetmeye, dinlemeye, fikirler çatışsa bile merak duygusuyla fikirlerin arkasındaki niyet ve ihtiyaçları keşfetmeye ve bu doğrultuda bilinçli tercihlerle inisiyatif almaya davet eder.
Tasarım Düşüncesi (Design Thinking)
- “Tasarım Düşüncesi” yaklaşımı, Stanford dschool tarafından geliştirilmiştir.
- Bu yaklaşım, her deneyimin tasarlanabileceği temel prensibinden yola çıkar. Bunun için problem ve ihtiyaçları tanımlamadan önce zengin iç görüler edinmeyi sağlayacak pratikler uygulanır. Ardından hızlı geri bildirim süreçleriyle ilk fikirler geliştirilir.
- Fikrin mükemmel hale gelmesini beklemeden hızlı modelleme yapıp düşük maliyetle prototip ürün geliştirilir.
- Design Thinking yöntemi sadece ürün tasarımında değil, iş süreçlerinin tasarlanmasında da kullanılır. Zengin iç görülerin oluşması için disiplinler arası bir ekosistemin birlikte çalışmasını önemser.
Co-Active Liderlik
- CTI (Coaches Training Institute) tarafından geliştirilen Co-Active Liderlik’te lider, kendi değerleri ve ortam ihtiyaçlarıyla bağlantı kuran ve fark yaratma dürtüsüyle harekete geçen kişidir. Yarattığı etki liderliğini geliştirmesi için yeni ortamları besler.
- Her bireyin liderlik potansiyeline sahip olduğunu, insanların içlerinden gelen farkındalık ve dürtülere dayanarak her ortamdan değer yaratma potansiyeli olduğunu savunur.
Co-Active Koçluk
- CTI (Coaches Training Institute) tarafından geliştirilmiştir.
- Co-Active Koçluk, kişileri doğal olarak yaratıcı ve aradığı cevaplara sahip bireyler olarak görür.
- Co-Active Koçluk, kişinin iş ve özel yaşam kalitesini yükseltebilmesi için öncelikle değerlerini keşfetmesine, buna paralel olarak zihniyet ve davranış kalıplarında kendisini gösteren iç engellerini fark etmesine yardımcı olur. Bireyleri kendi keşfettikleri değerlere dayanan seçimler ve aksiyonlar ile hayatı yönlendirme ve olabileceğinin en iyisi olma yolunda destekler.